Sabah ışığı tül perdeden süzülerek köşedeki seramik vazoya düşüyorduBeş çatallı bambu yapraklarından oluşan demet, sisli tarladan yeni dönmüş gibiydi. Yaprak damarları ışık ve gölgede belli belirsiz görünüyor ve yaprakların ince uçları hafifçe titriyor. Parmak uçları hafifçe dokunduğunda, gerçek yaprakların nemi olmasa da, sanki hafızanın derinliklerindeki vahşi doğadan yeşil çimen kokusu taşıyan bir rüzgar esiyormuş gibi. Geçici doğa şiirini sonsuz bir ritme dondurun.
Bu beş dişli bambu yaprağı otunu eve yerleştirmek, doğanın kokusunu beton ormana taşımak gibi. Oturma odasına yerleştirilen kitaplık, sade seramikler ve sararmış iplik ciltli kitaplarla güzel bir tezat oluşturuyor. Yaprakların çevikliği, mekanın donukluğunu kırıyor ve Çin tarzına vahşi bir çekicilik katıyor. İskandinav tarzı bir çalışma odasına yerleştirilen minimalist beyaz vazo, beş dişli bambu yaprağı otunun doğal formuyla tezat oluşturarak wabi-sabi estetiğinde kusurlu ve boş bir alan yaratıyor. Modern ve sade bir yatak odasında bile, cam bir şişeye yerleştirilmiş birkaç rastgele ot demeti, sabah kalkıp temizlenirken sabah çiyinin henüz kurumamış olduğu bir çayırdaymış gibi hissettirebilir.
Teknoloji ve zanaatkârlıkla iç içe geçmiş bu gerçekçi sanat eseri, doğaya derin bir saygı duruşu ve şiirsel bir yaşamın sarsılmaz bir arayışıdır. Tarlalarda rüzgarı duymamızı ve dört mevsimin geçişine, çok uzağa gitmeden göz açıp kapayıncaya kadar tanıklık etmemizi sağlar. Bu asla solmayan ot demeti sessizce çiçek açtığında, yalnızca bitkilerin hikâyesini değil, aynı zamanda insanların huzurlu bir yaşam için sonsuz özlemini de anlatır.
Gönderi zamanı: 06 Haz 2025